Skip to main content

فَاسْتَجَبْنَا لَهٗ ۖوَوَهَبْنَا لَهٗ يَحْيٰى وَاَصْلَحْنَا لَهٗ زَوْجَهٗۗ اِنَّهُمْ كَانُوْا يُسٰرِعُوْنَ فِى الْخَيْرٰتِ وَيَدْعُوْنَنَا رَغَبًا وَّرَهَبًاۗ وَكَانُوْا لَنَا خٰشِعِيْنَ   ( الأنبياء: ٩٠ )

So We responded
فَٱسْتَجَبْنَا
kabul buyurduk
to him
لَهُۥ
onu(n du'asını)
and We bestowed
وَوَهَبْنَا
ve armağan ettik
on him
لَهُۥ
ona
Yahya
يَحْيَىٰ
Yahya'yı
and We cured
وَأَصْلَحْنَا
ve ıslah ettik
for him
لَهُۥ
kendisi için
his wife
زَوْجَهُۥٓۚ
eşini
Indeed they
إِنَّهُمْ
gerçekten onlar
used (to)
كَانُوا۟
idiler
hasten
يُسَٰرِعُونَ
koşuyor(lar)
in good deeds
فِى ٱلْخَيْرَٰتِ
hayır (işlere)
and they supplicate to Us
وَيَدْعُونَنَا
ve bize du'a ederlerdi
(in) hope
رَغَبًا
umarak
and fear
وَرَهَبًاۖ
ve korkarak
and they were
وَكَانُوا۟
ve idiler
to Us
لَنَا
bize
humbly submissive
خَٰشِعِينَ
derin bir saygı içinde

festecebnâ leh. vevehebnâ lehû yaḥyâ veaṣlaḥnâ lehû zevceh. innehüm kânû yüsâri`ûne fi-lḫayrâti veyed`ûnenâ ragabev verahebâ. vekânû lenâ ḫâşi`în. (al-ʾAnbiyāʾ 21:90)

Diyanet Isleri:

Biz de ona icabet ederek, Yahya'yı bahşetmiş, eşini de doğum yapacak hale getirmiştik. Doğrusu onlar iyi işlerde yarışıyorlar, korkarak ve umarak Bize yalvarıyorlardı. Bize karşı gönülden saygı duyuyorlardı.

English Sahih:

So We responded to him, and We gave to him John, and amended for him his wife. Indeed, they used to hasten to good deeds and supplicate Us in hope and fear, and they were to Us humbly submissive. ([21] Al-Anbya : 90)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Derken duasını kabul etmiştik onun ve ona Yahya'yı vermiştik ve karısının kısırlığını gidermiştik, doğurmaya kabiliyet vermiştik. Onlar, hayırlı işlerde koşuşurlar, yarışırlar ve umarak, korkarak bize dua ederlerdi ve onlar, bize karşı gönül alçaklığı gösterirlerdi.