لَا يَسْمَعُوْنَ حَسِيْسَهَاۚ وَهُمْ فِيْ مَا اشْتَهَتْ اَنْفُسُهُمْ خٰلِدُوْنَ ۚ ( الأنبياء: ١٠٢ )
Not they will hear
لَا يَسْمَعُونَ
duymazlar
(the) slightest sound of it
حَسِيسَهَاۖ
onun uğultusunu
and they
وَهُمْ
ve onlar
in
فِى
içinde
what desire
مَا ٱشْتَهَتْ
çektiği (ni'metler)
their souls
أَنفُسُهُمْ
canlarının
will abide forever
خَٰلِدُونَ
ebedi kalırlar
lâ yesme`ûne ḥasîsehâ. vehüm fî me-ştehet enfüsühüm ḫâlidûn. (al-ʾAnbiyāʾ 21:102)
Diyanet Isleri:
Cehennemin uğultusunu duymazlar. Canlarının istediği şeyler içinde temelli kalırlar.
English Sahih:
They will not hear its sound, while they are, in that which their souls desire, abiding eternally. ([21] Al-Anbya : 102)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Orasının en hafif bir sesini bilmezduymaz onlar ve canlarının dilediği, arzuladığı şeylerin içinde ebedidir onlar.