اِنَّ السَّاعَةَ اٰتِيَةٌ اَكَادُ اُخْفِيْهَا لِتُجْزٰى كُلُّ نَفْسٍۢ بِمَا تَسْعٰى ( طه: ١٥ )
Indeed
إِنَّ
mutlaka
the Hour
ٱلسَّاعَةَ
Sa'at
(will be) coming
ءَاتِيَةٌ
gelecektir
I almost
أَكَادُ
neredeyse
[I] hide it
أُخْفِيهَا
onu gizleyeceğim
that may be recompensed
لِتُجْزَىٰ
cezalanması için
every
كُلُّ
her
soul
نَفْسٍۭ
nefsin
for what
بِمَا
şeylerle
it strives
تَسْعَىٰ
peşinde koştuğu
inne-ssâ`ate âtiyetün ekâdü uḫfîhâ litüczâ küllü nefsim bimâ tes`â. (Ṭāʾ Hāʾ 20:15)
Diyanet Isleri:
Herkes işlediğinin karşılığını görsün diye, zamanını gizli tuttuğum kıyamet mutlaka gelecektir.
English Sahih:
Indeed, the Hour is coming – I almost conceal it – so that every soul may be recompensed according to that for which it strives. ([20] Taha : 15)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Kıyamet gelip çatmada gerçekten de; herkes, yaptığının karşılığını bulsun diye gizlemekteyim vaktini.