Skip to main content

بَلٰى مَنْ كَسَبَ سَيِّئَةً وَّاَحَاطَتْ بِهٖ خَطِيْۤـَٔتُهٗ فَاُولٰۤىِٕكَ اَصْحٰبُ النَّارِ ۚ هُمْ فِيْهَا خٰلِدُوْنَ   ( البقرة: ٨١ )

Yes
بَلَىٰ
evet
whoever
مَن
kim
earned
كَسَبَ
kazanır
evil
سَيِّئَةً
bir günah
and surrounded him
وَأَحَٰطَتْ
ve kuşatmış olursa
with
بِهِۦ
kendisini
his sins
خَطِيٓـَٔتُهُۥ
suçu
[so] those
فَأُو۟لَٰٓئِكَ
işte onlar
(are the) companions
أَصْحَٰبُ
halkıdır
(of) the Fire
ٱلنَّارِۖ
ateş
they
هُمْ
onlar
in it
فِيهَا
orada
(will) abide forever
خَٰلِدُونَ
sürekli kalacaklardır

belâ men kesebe seyyietev veeḥâṭat bihî ḫaṭîetühû feülâike aṣḥâbü-nnâr. hüm fîhâ ḫâlidûn. (al-Baq̈arah 2:81)

Diyanet Isleri:

Hayır öyle değil; kötülük işleyip suçu kendisini kuşatmış olan kimseler; cehennemlikler işte onlardır. Onlar orada temellidirler.

English Sahih:

Yes, [on the contrary], whoever earns evil and his sin has encompassed him – those are the companions of the Fire; they will abide therein eternally. ([2] Al-Baqarah : 81)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Hayır, iş öyle değil; kim bir günah kazandı, vebali kendisini sardı, kapladıysa işte o çeşit adamlardır ateş ehli. Onlar, ateşte ebedi kalırlar.