Skip to main content

اِلَّا الَّذِيْنَ تَابُوْا وَاَصْلَحُوْا وَبَيَّنُوْا فَاُولٰۤىِٕكَ اَتُوْبُ عَلَيْهِمْ ۚ وَاَنَا التَّوَّابُ الرَّحِيْمُ   ( البقرة: ١٦٠ )

Except
إِلَّا
ancak hariç
those
ٱلَّذِينَ
(kimseler)
who repent[ed]
تَابُوا۟
tevbe edip
and reform[ed]
وَأَصْلَحُوا۟
uslananlar
and openly declar[ed]
وَبَيَّنُوا۟
ve (gerçeği) açıklayanlar
Then those
فَأُو۟لَٰٓئِكَ
işte onlar
I will accept repentance
أَتُوبُ
tevbelerini kabul ederim
from them
عَلَيْهِمْۚ
onların
and I (am)
وَأَنَا
çünkü ben
the Acceptor of Repentance
ٱلتَّوَّابُ
tevbeyi çok kabul edenim
the Most Merciful
ٱلرَّحِيمُ
çok esirgeyenim

ille-lleẕîne tâbû veaṣleḥû vebeyyenû feülâike etûbü `aleyhim. veene-ttevvâbü-rraḥîm. (al-Baq̈arah 2:160)

Diyanet Isleri:

İndirdiğimiz belgeleri ve doğru yolu Kitab'da insanlara açıkladıktan sonra, gizleyen kimseler var ya, onlara hem Allah lanet eder, hem lanetçiler lanet eder, ancak tevbe edenler, ıslah olanlar ve gerçeği ortaya koyanlar müstesna; işte onların tevbesini kabul ederim. Ben, tevbeleri daima kabul ve merhamet edenim.

English Sahih:

Except for those who repent and correct themselves and make evident [what they concealed]. Those – I will accept their repentance, and I am the Accepting of Repentance, the Merciful. ([2] Al-Baqarah : 160)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Ancak içlerinden tövbe edenler, hallerini düzeltenler ve doğruyu söyleyenler müstesna. Onların tövbesini kabul ederim. Ben tövbeleri kabul eden rahimim.