وَلِلّٰهِ الْمَشْرِقُ وَالْمَغْرِبُ فَاَيْنَمَا تُوَلُّوْا فَثَمَّ وَجْهُ اللّٰهِ ۗ اِنَّ اللّٰهَ وَاسِعٌ عَلِيْمٌ ( البقرة: ١١٥ )
And for Allah
وَلِلَّهِ
ve Allah'ındır
(is) the east
ٱلْمَشْرِقُ
doğu da
and the west
وَٱلْمَغْرِبُۚ
batı da
so wherever
فَأَيْنَمَا
nereye
you turn
تُوَلُّوا۟
dönerseniz
[so] there
فَثَمَّ
oradadır
(is the) face
وَجْهُ
yüzü (zatı)
(of) Allah
ٱللَّهِۚ
Allah'ın
Indeed
إِنَّ
şüphesiz
Allah
ٱللَّهَ
Allah'(ın)
(is) All-Encompassing
وَٰسِعٌ
(rahmeti ve ni'meti) boldur
All-Knowing
عَلِيمٌ
(her şeyi) bilendir
velillâhi-lmeşriḳu velmagribü feeynemâ tüvellû feŝemme vechü-llâh. inne-llâhe vâsi`un `alîm. (al-Baq̈arah 2:115)
Diyanet Isleri:
Doğu da batı da Allah'ındır, nereye dönerseniz Allah'ın yönü orasıdır. Doğrusu Allah her yeri kaplar ve her şeyi bilir.
English Sahih:
And to Allah belongs the east and the west. So wherever you [might] turn, there is the Face of Allah. Indeed, Allah is all-Encompassing and Knowing. ([2] Al-Baqarah : 115)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Doğu da Allah'ındır, batı da. Artık nereye dönerseniz dönün, orada Allah'a dönmüş olursunuz. Şüphe yok ki Allah'ın lütfü, rahmeti boldur, o her şeyi bilir.