Skip to main content

اَوَكُلَّمَا عٰهَدُوْا عَهْدًا نَّبَذَهٗ فَرِيْقٌ مِّنْهُمْ ۗ بَلْ اَكْثَرُهُمْ لَا يُؤْمِنُوْنَ  ( البقرة: ١٠٠ )

And is (it not that) whenever
أَوَكُلَّمَا
ne zaman
they took
عَٰهَدُوا۟
anlaştılarsa
a covenant
عَهْدًا
ahitle
threw it away
نَّبَذَهُۥ
onu bozdular
a party
فَرِيقٌ
bir grup
of them?
مِّنْهُمۚ
onlardan
Nay
بَلْ
zaten
most of them
أَكْثَرُهُمْ
çokları
(do) not believe
لَا يُؤْمِنُونَ
inanmazlar

eveküllemâ `âhedû `ahden nebeẕehû ferîḳum minhüm. bel ekŝeruhüm lâ yü'minûn. (al-Baq̈arah 2:100)

Diyanet Isleri:

Onlar, her ne zaman bir ahidde bulunmuşlarsa içlerinden bir takımı onu bozmamış mıdır? Zaten onların çoğu inanmazlar.

English Sahih:

Is it not [true] that every time they took a covenant a party of them threw it away? But, [in fact], most of them do not believe. ([2] Al-Baqarah : 100)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Onlarla bir ahde girişildi mi içlerinden bir bölüğü o ahdi bozacak ha. Bir bölüğünün ahdini bozması şöyle dursun, zaten çokları inanmazlar.