كِلْتَا الْجَنَّتَيْنِ اٰتَتْ اُكُلَهَا وَلَمْ تَظْلِمْ مِّنْهُ شَيْـًٔاۙ وَّفَجَّرْنَا خِلٰلَهُمَا نَهَرًاۙ ( الكهف: ٣٣ )
Each
كِلْتَا
her iki
(of) the two gardens
ٱلْجَنَّتَيْنِ
bağ (da)
brought forth
ءَاتَتْ
vermişti
its produce
أُكُلَهَا
yemişini
and not
وَلَمْ
ve
did wrong
تَظْلِم
eksik etmemişti
of it
مِّنْهُ
ondan
anything
شَيْـًٔاۚ
hiçbir şey
And We caused to gush forth
وَفَجَّرْنَا
ve akıtmıştık
within them
خِلَٰلَهُمَا
aralarından
a river
نَهَرًا
bir ırmak
kilte-lcenneteyni âtet ükülehâ velem tażlim minhü şey'ev vefeccernâ ḫilâlehümâ neherâ. (al-Kahf 18:33)
Diyanet Isleri:
Her iki bahçe de ürünlerini vermişlerdi, hiçbir şeyi de eksik bırakmamışlardı. İkisinin arasından bir de ırmak akıtmıştık.
English Sahih:
Each of the two gardens produced its fruit and did not fall short thereof in anything. And We caused to gush forth within them a river. ([18] Al-Kahf : 33)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Bu iki bağ, daima mahsul verirdi, veriminde noksan bulunmazdı, iki bağın arasında da bir ırmak akıtmıştık.