Skip to main content

وَلَا تَقْفُ مَا لَيْسَ لَكَ بِهٖ عِلْمٌ ۗاِنَّ السَّمْعَ وَالْبَصَرَ وَالْفُؤَادَ كُلُّ اُولٰۤىِٕكَ كَانَ عَنْهُ مَسْـُٔوْلًا   ( الإسراء: ٣٦ )

And (do) not
وَلَا
ve
pursue
تَقْفُ
ardına düşme
what
مَا
şeyin
not
لَيْسَ
olmayan
you have
لَكَ
senin
of it
بِهِۦ
hakkında
any knowledge
عِلْمٌۚ
bilgin
Indeed
إِنَّ
çünkü
the hearing
ٱلسَّمْعَ
kulak
and the sight
وَٱلْبَصَرَ
ve göz
and the heart
وَٱلْفُؤَادَ
ve gönül
all
كُلُّ
hepsi
those
أُو۟لَٰٓئِكَ
bunların
will be [about it]
كَانَ عَنْهُ
o(yaptığı)ndan
questioned
مَسْـُٔولًا
sorumludur

velâ taḳfü mâ leyse leke bihî `ilm. inne-ssem`a velbeṣara velfüâde küllü ülâike kâne `anhü mes'ûlâ. (al-ʾIsrāʾ 17:36)

Diyanet Isleri:

Bilmediğin şeyin ardına düşme; doğrusu kulak, göz ve kalp, bunların hepsi o şeyden sorumlu olur.

English Sahih:

And do not pursue that of which you have no knowledge. Indeed, the hearing, the sight and the heart – about all those [one] will be questioned. ([17] Al-Isra : 36)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Bilmediğin şeyin üstünde durup ısrar etme; çünkü kulak da, göz de, gönül de, hepsi de sorumludur bundan.