Skip to main content

وَّقُلْنَا مِنْۢ بَعْدِهٖ لِبَنِيْٓ اِسْرَاۤءِيْلَ اسْكُنُوا الْاَرْضَ فَاِذَا جَاۤءَ وَعْدُ الْاٰخِرَةِ جِئْنَا بِكُمْ لَفِيْفًاۗ   ( الإسراء: ١٠٤ )

And We said
وَقُلْنَا
ve dedik
after him after him
مِنۢ بَعْدِهِۦ
onun ardından
to the Children of Israel
لِبَنِىٓ
oğullarına
to the Children of Israel
إِسْرَٰٓءِيلَ
İsrail
"Dwell
ٱسْكُنُوا۟
oturun
(in) the land
ٱلْأَرْضَ
o ülkede
then when comes
فَإِذَا جَآءَ
gelince
(the) promise
وَعْدُ
zamanı
(of) the Hereafter
ٱلْءَاخِرَةِ
ahiret
We will bring
جِئْنَا
getireceğiz
you
بِكُمْ
hepinizi
(as) a mixed crowd"
لَفِيفًا
bir araya

veḳulnâ mim ba`dihî libenî isrâîle-skünü-l'arḍa feiẕâ câe va`dü-l'âḫirati ci'nâ biküm lefîfâ. (al-ʾIsrāʾ 17:104)

Diyanet Isleri:

Sonra İsrailoğullarına: "Bu memlekette siz oturun, kıyamet koptuğunda hepinizi bir araya getiririz." dedik.

English Sahih:

And We said after him [i.e., Pharaoh] to the Children of Israel, "Dwell in the land, and when there comes the promise [i.e., appointment] of the Hereafter, We will bring you forth in [one] gathering." ([17] Al-Isra : 104)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Ve bundan sonra İsrailoğullarına dedik ki: Yeryüzünde oturun, eğleşin, ahiret hakkındaki vaadimizin yerine gelme zamanı çatınca hepinizi derleyip tapımıza getirirler.