Skip to main content

لِيُبَيِّنَ لَهُمُ الَّذِيْ يَخْتَلِفُوْنَ فِيْهِ وَلِيَعْلَمَ الَّذِيْنَ كَفَرُوْٓا اَنَّهُمْ كَانُوْا كٰذِبِيْنَ   ( النحل: ٣٩ )

That He will make clear
لِيُبَيِّنَ
açıklasın (diye)
to them
لَهُمُ
onlara
that they differ
ٱلَّذِى يَخْتَلِفُونَ
ihtilaf ettiklerini
wherein
فِيهِ
hakkında
and that may know
وَلِيَعْلَمَ
ve bilsinler (diye)
those who
ٱلَّذِينَ
kimseler
disbelieved
كَفَرُوٓا۟
inkar eden(ler)
that they
أَنَّهُمْ
onların
were
كَانُوا۟
olduklarını
liars
كَٰذِبِينَ
yalancılar

liyübeyyine lehümü-lleẕî yaḫtelifûne fîhi veliya`leme-lleẕîne keferû ennehüm kânû kâẕibîn. (an-Naḥl 16:39)

Diyanet Isleri:

Ölen kimseyi Allah'ın diriltmeyeceği üzerine bütün güçleriyle Allah'a yemin ederler. Hayır; öyle değil, ayrılığa düştükleri şeyi onlara açıklamayı, inkar edenlerin kendilerinin yalancı olduklarını bileceklerini, Allah gerçekten vadetmiştir, fakat insanların çoğu bilmezler.

English Sahih:

[It is] so He will make clear to them [the truth of] that wherein they differ and so those who have disbelieved may know that they were liars. ([16] An-Nahl : 39)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

İhtilaf ettikleri şeylerin kendilerince apaçık anlaşılması için ve kafir olanların, yalancı olduklarını bilmeleri için diriltecek onları.