وَاصْبِرْ وَمَا صَبْرُكَ اِلَّا بِاللّٰهِ وَلَا تَحْزَنْ عَلَيْهِمْ وَلَا تَكُ فِيْ ضَيْقٍ مِّمَّا يَمْكُرُوْنَ ( النحل: ١٢٧ )
And be patient
وَٱصْبِرْ
ve sabret
and not
وَمَا
değildir
(is) your patience
صَبْرُكَ
senin sabrın
but
إِلَّا
başka
from Allah
بِٱللَّهِۚ
Allah(ın yardımından)
And (do) not
وَلَا
ve
grieve
تَحْزَنْ
üzülme
over them
عَلَيْهِمْ
onlara
and (do) not
وَلَا
ve
be
تَكُ
düşme
in distress
فِى ضَيْقٍ
sıkıntıya
for what they plot
مِّمَّا يَمْكُرُونَ
kurdukları tuzaklardan
vaṣbir vemâ ṣabruke illâ billâhi velâ taḥzen `aleyhim velâ tekü fî ḍayḳim mimmâ yemkürûn. (an-Naḥl 16:127)
Diyanet Isleri:
Sabret, senin sabrın ancak Allah'ın yardımıyladır; onlara üzülme, kurdukları düzenlerden de endişe etme.
English Sahih:
And be patient, [O Muhammad], and your patience is not but through Allah. And do not grieve over them and do not be in distress over what they conspire. ([16] An-Nahl : 127)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Sabret, sabretmen, ancak Allah'ın vereceği başarıyla mümkündür. Sana düzen kurduklarından dolayı da daralma, sıkıntıya düşme.