قَالُوْا بَشَّرْنٰكَ بِالْحَقِّ فَلَا تَكُنْ مِّنَ الْقٰنِطِيْنَ ( الحجر: ٥٥ )
They said
قَالُوا۟
dediler
"We give you glad tidings
بَشَّرْنَٰكَ
sana müjdeledik
in truth
بِٱلْحَقِّ
gerçeği
so (do) not
فَلَا
asla
be
تَكُن
olma
of the despairing"
مِّنَ ٱلْقَٰنِطِينَ
umut kesenlerden
ḳâlû beşşernâke bilḥaḳḳi felâ teküm mine-lḳâniṭîn. (al-Ḥijr 15:55)
Diyanet Isleri:
"Seni gerçekten müjdeliyoruz, umutsuzlardan olma" demişlerdi.
English Sahih:
They said, "We have given you good tidings in truth, so do not be of the despairing." ([15] Al-Hijr : 55)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Sana öyle bir müjde veriyoruz ki gerçektir bu, sakın ümidini kesenlerden olma demişlerdi.