وَالْاَرْضَ مَدَدْنٰهَا وَاَلْقَيْنَا فِيْهَا رَوَاسِيَ وَاَنْۢبَتْنَا فِيْهَا مِنْ كُلِّ شَيْءٍ مَّوْزُوْنٍ ( الحجر: ١٩ )
And the earth
وَٱلْأَرْضَ
ve arzı
We have spread it
مَدَدْنَٰهَا
yaydık
and [We] cast
وَأَلْقَيْنَا
ve attık
therein
فِيهَا
oraya
firm mountains
رَوَٰسِىَ
sağlam dağlar
and [We] caused to grow
وَأَنۢبَتْنَا
ve bitirdik
therein
فِيهَا
orada
of every
مِن كُلِّ
her
thing
شَىْءٍ
şey(den)
well-balanced
مَّوْزُونٍ
ölçülü mütenasib
vel'arḍa medednâhâ veelḳaynâ fîhâ ravâsiye veembetnâ fîhâ min külli şey'im mevzûn. (al-Ḥijr 15:19)
Diyanet Isleri:
Yeri yaydık, oraya sabit dağlar yerleştirdik, orada her şeyi bir ölçüye göre bitirdik.
English Sahih:
And the earth – We have spread it and cast therein firmly set mountains and caused to grow therein [something] of every well-balanced thing. ([15] Al-Hijr : 19)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Yeryüzünü, enine boyuna döşedik ve orada metin dağlar yarattık ve oradan, taktirimize göre, her şeyi bitirdik.