قَالَتْ لَهُمْ رُسُلُهُمْ اِنْ نَّحْنُ اِلَّا بَشَرٌ مِّثْلُكُمْ وَلٰكِنَّ اللّٰهَ يَمُنُّ عَلٰى مَنْ يَّشَاۤءُ مِنْ عِبَادِهٖۗ وَمَا كَانَ لَنَآ اَنْ نَّأْتِيَكُمْ بِسُلْطٰنٍ اِلَّا بِاِذْنِ اللّٰهِ ۗوَعَلَى اللّٰهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُوْنَ ( ابراهيم: ١١ )
ḳâlet lehüm rusülühüm in naḥnü illâ beşerum miŝlüküm velâkinne-llâhe yemünnü `alâ mey yeşâü min `ibâdih. vemâ kâne lenâ en ne'tiyeküm bisülṭânin illâ biiẕni-llâh. ve`ale-llâhi felyetevekkeli-lmü'minûn. (ʾIbrāhīm 14:11)
Diyanet Isleri:
Peygamberleri onlara şöyle dedi: "Biz ancak sizin gibi birer insanız ama, Allah, kullarından dilediğine iyilikte bulunur. Allah'ın izni olmadıkça biz size delil getiremeyiz. İnananlar sadece Allah'a güvensin."
English Sahih:
Their messengers said to them, "We are only men like you, but Allah confers favor upon whom He wills of His servants. It has never been for us to bring you evidence except by permission of Allah. And upon Allah let the believers rely. ([14] Ibrahim : 11)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Peygamberleri, biz de dediler, sizin gibi insanız, fakat Allah, kullarından dilediğine lutfeder, ihsanda bulunur ve biz, Allah'ın izni olmadıkça size bir delil ve mucize gösteremeyiz ve inananlar, artık Allah'a dayanmalı.