Skip to main content

قَالَتْ فَذٰلِكُنَّ الَّذِيْ لُمْتُنَّنِيْ فِيْهِ ۗوَلَقَدْ رَاوَدْتُّهٗ عَنْ نَّفْسِهٖ فَاسْتَعْصَمَ ۗوَلَىِٕنْ لَّمْ يَفْعَلْ مَآ اٰمُرُهٗ لَيُسْجَنَنَّ وَلَيَكُوْنًا مِّنَ الصّٰغِرِيْنَ   ( يوسف: ٣٢ )

She said
قَالَتْ
dedi ki
"That
فَذَٰلِكُنَّ
işte siz
(is) the one
ٱلَّذِى
ki
you blamed me
لُمْتُنَّنِى
beni kınamıştınız
about him
فِيهِۖ
bunun için
And certainly
وَلَقَدْ
andolsun
I sought to seduce him
رَٰوَدتُّهُۥ
ben murad almak istedim
[from] [himself]
عَن نَّفْسِهِۦ
kendisinden
but he saved himself
فَٱسْتَعْصَمَۖ
o reddetti
and if
وَلَئِن
ama
not he does
لَّمْ يَفْعَلْ
yapmazsa
what
مَآ
şeyi
I order him
ءَامُرُهُۥ
emrettiğim
surely he will be imprisoned
لَيُسْجَنَنَّ
elbette zindana atılacaktır
and certainly will be
وَلَيَكُونًا
ve olacaktır
of those who are disgraced
مِّنَ ٱلصَّٰغِرِينَ
alçalanlardan

ḳâlet feẕâlikünne-lleẕî lümtünnenî fîh. veleḳad râvettühû `an nefsihî festa`ṣam. veleil lem yef`al mâ âmüruhû leyüscenenne veleyekûnem mine-ṣṣâgirîn. (Yūsuf 12:32)

Diyanet Isleri:

Vezirin karısı: "İşte sözünü edip beni yerdiğiniz budur. And olsun ki onun olmak istedim, fakat o iffetinden dolayı çekindi. Emrimi yine yapmazsa, and olsun ki hapse tıkılacak ve kahre uğrayanlardan olacak."

English Sahih:

She said, "That is the one about whom you blamed me. And I certainly sought to seduce him, but he firmly refused; and if he will not do what I order him, he will surely be imprisoned and will be of those debased." ([12] Yusuf : 32)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

O da, işte dedi, hakkında beni kınayıp durduğunuz bu zat. Ondan murat almak istedim de o namusunu korudu, kötülük etmedi. Fakat yemin ederim ki emredileni yapmazsa zindana attıracağım onu ve herhalde horluğa uğrayanlara katılacak.