Skip to main content

وَلَمَّا جَاۤءَ اَمْرُنَا نَجَّيْنَا شُعَيْبًا وَّالَّذِيْنَ اٰمَنُوْا مَعَهٗ بِرَحْمَةٍ مِّنَّاۚ وَاَخَذَتِ الَّذِيْنَ ظَلَمُوا الصَّيْحَةُ فَاَصْبَحُوْا فِيْ دِيَارِهِمْ جٰثِمِيْنَۙ   ( هود: ٩٤ )

And when
وَلَمَّا
ne zaman ki
came
جَآءَ
gelince
Our Command
أَمْرُنَا
emrimiz
We saved
نَجَّيْنَا
kurtardık
Shuaib
شُعَيْبًا
Şuayb'ı
and those who
وَٱلَّذِينَ
ve kimseleri
believed
ءَامَنُوا۟
iman eden(leri)
with him
مَعَهُۥ
onunla birlikte
by a Mercy
بِرَحْمَةٍ
bir rahmetle
from Us
مِّنَّا
tarafımızdan
And seized
وَأَخَذَتِ
ve aldı
those who
ٱلَّذِينَ
kimseleri
wronged
ظَلَمُوا۟
zulmeden(leri)
the thunderous blast
ٱلصَّيْحَةُ
bir çığlık
then they became
فَأَصْبَحُوا۟
ve kaldılar
in their homes
فِى دِيَٰرِهِمْ
yurtlarında
fallen prone
جَٰثِمِينَ
diz çökmüç olarak

velemmâ câe emrunâ necceynâ şu`aybev velleẕîne âmenû me`ahû biraḥmetim minnâ veeḫaẕeti-lleẕîne żalemu-ṣṣayḥatü feaṣbeḥû fî diyârihim câŝimîn. (Hūd 11:94)

Diyanet Isleri:

Buyruğumuz gelince, Şuayb'ı ve beraberindeki inananları katımızdan bir rahmet olarak kurtardık. Haksızlık yapanları bir çığlık yakaladı, oldukları yerde diz üstü çöküverdiler.

English Sahih:

And when Our command came, We saved Shuaib and those who believed with him, by mercy from Us. And the shriek seized those who had wronged, and they became within their homes [corpses] fallen prone ([11] Hud : 94)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Emrimiz gelince Şuayb'i ve onunla beraber inanmış olanları, bizden bir rahmet olarak kurtardık, zulmedenleriyse bir bağırış kavrayıverdi ve hepsi de yurtlarında diz çökmüş bir halde helak oluverdi.