Skip to main content

تِلْكَ مِنْ اَنْۢبَاۤءِ الْغَيْبِ نُوْحِيْهَآ اِلَيْكَ ۚمَا كُنْتَ تَعْلَمُهَآ اَنْتَ وَلَا قَوْمُكَ مِنْ قَبْلِ هٰذَاۚ فَاصْبِرْۚ اِنَّ الْعَاقِبَةَ لِلْمُتَّقِيْنَ ࣖ   ( هود: ٤٩ )

This
تِلْكَ
bunlar
(is) from the news
مِنْ أَنۢبَآءِ
haberlerindendir
(of) the unseen
ٱلْغَيْبِ
gayb
(which) We reveal
نُوحِيهَآ
vahyettiğimiz
to you
إِلَيْكَۖ
sana
Not
مَا
değildin
you were
كُنتَ
sen
knowing it
تَعْلَمُهَآ
onu biliyor
you
أَنتَ
(ne) sen
and not
وَلَا
ve ne de
your people
قَوْمُكَ
senin kavmin
from before
مِن قَبْلِ
önce
this
هَٰذَاۖ
bundan
So be patient
فَٱصْبِرْۖ
sabret
indeed
إِنَّ
şüphesiz
the end
ٱلْعَٰقِبَةَ
sonuç
(is) for the God fearing"
لِلْمُتَّقِينَ
takva sahiplerinindir

tilke min embâi-lgaybi nûḥîhâ ileyk. mâ künte ta`lemühâ ente velâ ḳavmüke min ḳabli hâẕâ. faṣbir. inne-l`âḳibete lilmütteḳîn. (Hūd 11:49)

Diyanet Isleri:

Bunlar sana vahyettiğimiz bilinmeyen olaylardır. Sen de, milletin de daha önce bunları bilmezdiniz. Sabret, sonuç, Allah'tan sakınanlarındır.

English Sahih:

That is from the news of the unseen which We reveal to you, [O Muhammad]. You knew it not, neither you nor your people, before this. So be patient; indeed, the [best] outcome is for the righteous. ([11] Hud : 49)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

İşte bunlar, gaibe ait haberlerdir ki sana onları vahyediyoruz. Bundan önce ne sen onları biliyordun, ne kavmin biliyordu, sabret artık; şüphe yok ki sonuç, çekinenlerindir.