مَنْ كَانَ يُرِيْدُ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا وَزِيْنَتَهَا نُوَفِّ اِلَيْهِمْ اَعْمَالَهُمْ فِيْهَا وَهُمْ فِيْهَا لَا يُبْخَسُوْنَ ( هود: ١٥ )
Whoever [is]
مَن
kimler
Whoever [is] desires
كَانَ يُرِيدُ
isterse
the life
ٱلْحَيَوٰةَ
hayatını
(of) the world
ٱلدُّنْيَا
dünya
and its adornments
وَزِينَتَهَا
ve süsünü
We will repay in full
نُوَفِّ
karşılıklarını tam veririz
to them
إِلَيْهِمْ
onlara
(for) their deeds
أَعْمَٰلَهُمْ
yaptıklarının
therein
فِيهَا
orada
and they
وَهُمْ
ve onlara
in it
فِيهَا
orada
will not be lessened will not be lessened
لَا يُبْخَسُونَ
bir noksanlık yapılmaz
men kâne yürîdü-lḥayâte-ddünyâ vezînetehâ nüveffi ileyhim a`mâlehüm fîhâ vehüm fîhâ lâ yübḫasûn. (Hūd 11:15)
Diyanet Isleri:
Dünya hayatını ve güzelliklerini isteyenlere, orada işlediklerinin karşılığını tastamam veririz; onlar orada bir eksikliğe de uğratılmazlar.
English Sahih:
Whoever desires the life of this world and its adornments – We fully repay them for their deeds therein, and they therein will not be deprived. ([11] Hud : 15)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Kim dünya yaşayışını ve ziynetini dilerse bu çeşit kişilerin yaptıklarının karşılığını tam olarak öderiz ve onlar, bu hususta hiçbir zarara uğramazlar.