وَٱلْعَٰدِيَٰتِ
andolsun koşanlara (atlara)
ضَبْحًا
soluk soluğa
vel`âdiyâti ḍabḥâ.
And olsun Allah yolunda koştukça koşanlara;
فَٱلْمُورِيَٰتِ
(tırnaklarıyla) ateş çıkaranlara
قَدْحًا
çarparak
felmûriyâti ḳadḥâ.
And olsun kıvılcımlar saçanlara;
فَأَثَرْنَ
toz koparanlara
بِهِۦ
onunla (ayaklarıyla)
نَقْعًا
toz
feeŝerne bihî naḳ`â.
Ve tozu dumana katanlara;
فَوَسَطْنَ
derken dalanlara
بِهِۦ
onunla
جَمْعًا
bir topluluğa
fevesaṭne bihî cem`â.
Düşman topluluğunun içine dalanlara ki:
إِنَّ
şüphesiz
ٱلْإِنسَٰنَ
insan
لِرَبِّهِۦ
Rabbine karşı
لَكَنُودٌ
çok nankördür
inne-l'insâne lirabbihî lekenûd.
İnsan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür.
وَإِنَّهُۥ
ve elbette o da
عَلَىٰ ذَٰلِكَ
buna
لَشَهِيدٌ
şahiddir
veinnehû `alâ ẕâlike leşehîd.
Doğrusu kendisi de bunların hepsine şahittir.
وَإِنَّهُۥ
doğrusu o
لِحُبِّ
sevgisine
ٱلْخَيْرِ
mal
لَشَدِيدٌ
aşırı düşkündür
veinnehû liḥubbi-lḫayri leşedîd.
Gerçekten mala da pek düşkündür.
أَفَلَا يَعْلَمُ
bilmez mi?
إِذَا
zaman
بُعْثِرَ
dışarı atıldığı
مَا
olanlar
فِى ٱلْقُبُورِ
kabirlerde
efelâ ya`lemü iẕâ bü`ŝira mâ fi-lḳubûr.
İnsan, kabirlerde bulunanların çıkarılacağı ve kalblerde olanların ortaya konulacağı bir zamanın geleceğini bilmez mi?
وَحُصِّلَ
ve devşirildiği (zaman)
مَا
bulunanlar
فِى ٱلصُّدُورِ
göğüslerde
veḥuṣṣile mâ fi-ṣṣudûr.
İnsan, kabirlerde bulunanların çıkarılacağı ve kalblerde olanların ortaya konulacağı bir zamanın geleceğini bilmez mi?
القرآن الكريم: | العاديات |
---|---|
Ayet Sajdah (سجدة): | - |
suresi (latin): | Al-'Adiyat |
sayı Suresi: | 100 |
Genel Toplam ayet: | 11 |
Toplam kelimeler: | 40 |
Toplam karakter: | 163 |
sayı Ruku: | 1 |
yer: | Mekke |
Azalan Sipariş: | 14 |
Ayetten Başlarken: | 6146 |