Skip to main content

صِرَاطَ الَّذِيْنَ اَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ ەۙ غَيْرِ الْمَغْضُوْبِ عَلَيْهِمْ وَلَا الضَّاۤلِّيْنَ ࣖ  ( الفاتحة: ٧ )

(The) path
صِرَٰطَ
yoluna
(of) those
ٱلَّذِينَ
onlar ki
You have bestowed (Your) Favors
أَنْعَمْتَ
ni'met verdin
on them
عَلَيْهِمْ
kimselerin
not (of)
غَيْرِ
değil
those who earned (Your) wrath
ٱلْمَغْضُوبِ
gazabedilmiş olanların
on themselves
عَلَيْهِمْ
kendilerine
and not
وَلَا
ve değil
(of) those who go astray
ٱلضَّآلِّينَ
sapmışların

ṣirâṭa-lleẕîne en`amte `aleyhim gayri-lmagḍûbi `aleyhim vele-ḍḍâllîn. (al-Fātiḥah 1:7)

Diyanet Isleri:

Nimete erdirdiğin kimselerin yoluna; gazaba uğrayanların, ya da sapıtanların yoluna değil.

English Sahih:

The path of those upon whom You have bestowed favor, not of those who have earned [Your] anger or of those who are astray. ([1] Al-Fatihah : 7)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

nimetlendirdiğin kişilerin yolunu; gazebe uğramışların da değil, sapıkların da